Hükümetin uyuşturucuyla ilgili faaliyetlere yönelik baskıları, toplumun birçok kesiminde olduğu gibi, bir genç adamın aile hayatını da kargaşaya sürükledi. Uyuşturucunun yıkıcı etkileri, genç adamı güçsüz ve çaresiz hissettirdi. Ancak umutsuzluğa kapılmak yerine, harekete geçmeye ve devrimci harekete katılmaya karar verdi. Bu genç adam, film yapımcısı olarak, her zaman hikayeleri yakalama ve onları insanları harekete geçirebilecek şekilde tasvir etme konusunda tutkulu oldu. Ancak şimdi tutkusu, hükümetin uyuşturucuya karşı savaşındaki adaletsizlikleri açığa çıkarmaya ve acı çekenlerin seslerini duyurmaya yönelikti. Bu amaca ulaşmak için, güçlü belgeseller ve kısa filmler oluşturmak için becerilerini kullandı.